Post Icon

İzci Düğümleri

    İzci düğümleri kolay yapılan, kendiliğinden çözülmeyen fakat istendiğinde kolayca çözülebilen düğümlerdir. İzciler çoğu işlerini, özellikle tesislerini, sargılarını, çadırlarını ve malzemelerini düğümleri kullanarak yaparlar. Pek çok izci düğümü vardır. Bunların tamamını tüm izcilerin bilmesi zordur. Ancak izci düğümlerine özel merakı olanlar bu düğümleri zaman içinde öğrenirler. Çok kullanılan bazı düğüm ve bağları ise tüm izcilerin bilmesi gerekir.

Düğüm atmanın sırrı, doğru düğüm kullanmak ve onu mükemmel bağlamaktır. İş görmesi istendiği sürece açılmayan istendiği zaman kolayca çözülebilen düğüm doğru düğümdür.

Yanlış düğüm ise uygunsuz bir anda çözülebilen ya da sıkışıp daha sonra açılmak istendiğinde çözülmeyen düğümdür.

Camadan Bağı: Yelkenlerin camadana vurulması yani (yelken satıhlarının küçültülmesi) için camadan(kalçalarını) kamçılarını birbirine bağlamakta kullanılır.
 İkili Kazık: Bir ipi direğe, kazığa veya da ağaca bağlamak için kullanılır  
   İkili Sancak:Kalınlıkları ayrı veya bayrakları bayrak direğindeki ipe bağlamakta kullanılır
 Kazık: Bir ipi direğe, kazığa veya da ağaca bağlamak için kullanılır
  Kısaltma: Gevşek ipleri kısaltma ve gerdirme için kullanılır  
   Sancak: Kalınlıkları ayrı ipleri bağlamakta veya bayrakları bayrak direğindeki ipe bağlamakta kullanılır    Oduncu: Bir ipi, bir direğe veya kütüğe tespit etmek için kullanılır  
Sekiz: İnce iplerin uç kısımlarının açılıp, dağılmaması için kullanılır
Taşıma:Çekme veya taşıma ilmiği olarak kullanılır


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

İzcilik Nedir?


İzcilik, gönüllü, uluslararası, üniformalı, çeşitli yaş gruplarındaki gençlerin zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal, duygusal ve karakter gelişimine katkıda bulunan bir gençlik faaliyetidir.

 İzcilik, milliyet, ırk, din ve dil ayrımı olmaksızın herkese açık, gönüllü, politik olmayan eğitimsel bir gençlik hareketidir.
İzcilik, çocuk ve gençleri mevcut özellikleri ile bir bütün olarak ele alan, ruh ve beden sağlıklarını geliştiren, onların boş zamanlarını bir program çerçevesinde değerlendirilmesini sağlayan bir eğitim aracıdır. Bu özellikleri ile izcilik, öğretim olmaktan çok uygulamalı bilgi ve beceri kazandıran eğitim karakterinde bir faaliyetidir. Bu nedenle de izcilik tüm dünyada okul dışı bir faaliyet olarak değerlendirilmiş ve okul dışı izcilik organizasyonları kurulmuştur.
İzcilik, çocuk ve gencin grup içinde ve bizzat tabiatın kucağında eğitilmesiyle karakter, beceri, sağlık, mukavemet, cesaret vs. konularda daha iyi ve daha çabuk eğitilebilecekleri fikrinden doğmuştur.
Kişinin eğitimi, bedenen ve fikren olduğu kadar ahlaken de büyük önem taşır. Bu nedenle de izcilik ahlak eğitiminde aktif bir metod olarak kabul edilir. İzcilik iyi yurttaş yetiştirmeyi amaçladığından Milli, iyi insan yetiştirmeyi amaçladığından ise evrensel bir olaydır.

İZCİLİK VE SEN

Bu tanımlardan sonra; bir izci olarak sen okul dışında izcilikten, izci olmaktan, yürüyüşe çıkmaktan, en iyi arkadaşlarınla birlikte kamp yapmaktan, yüzmekten, dalmaktan, balta kullanmaktan, doğada iz takip etmekten, kamp ateşinin alevlerini seyredip geleceğini düşünmekten çok hoşlanacaksın.

Ormanda sessizce yürümeyi, görünmeden hayvanları izlemeyi, kuşların ötüşlerini taklit ederek onları çağırmayı öğrenecek ve bütün bunları eğlenceli bulacaksın. Arazide yolunu harita ve pusula yardımı ile bulmak, acıktığın zaman kendi yemeğini yapabilmek, yıldızların altında veda, bir çadırda uyumak sana zevk verecek. İzcilikte doğa ile
başbaşa ve uyum içinde yaşayabilen bir insan haline geleceksin.
Bununla beraber, izcilik açık havada eğlenmekten, yürüyüşlere çıkmaktan ve kampçılıktan çok daha fazla bir anlam taşır. İzcilik bir yaşam biçimidir. İzcilik sorumluluk sahibi bir insan olarak yetişmek, başkalarına yardımcı olmayı öğrenmektir. İzci Andı ve Türesi sana iyi bir vatandaş, iyi bir insan olabilmen için rehberlik edecek.
And ve Türe sana, izciden beklenenleri anlatır, görevlerini belirtir. İzci parolası "DAİMA HAZIR"dır. İzciliğin sloganı "HER GÜN EN AZ BIR İYİLİK" yapmaktır. Parola ve slogan ikisi birlikte senin yardım etme arzunu ve yeteneğini gösterir.

Bir izci olarak yaşamak seni güçlendirecek ve kendine güvenini artıracak. izcilikte ilerlerken sana yardımcı olacak, izcilik becerilerini öğrenmenin yanı sıra liderlik becerilerini de geliştireceksin. İzcilik seni hayatının gelecek aşamalarına hazırlayarak, hem bedenen ve de fikren çağdaş bir insan olmanı sağlayacaktır.



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Kediler İçin Zararlı Yiyecekler

Kedilerle insanların metabolizması birbirinden  çok farklıdır. Bu nedenle bizler için hiçbir zararı olmayan yiyecekler kedilerimiz için zararlı, hatta zehirli olabilir. Kedinize hangi gıdaları verip veremeyeceğiniz sorusunu düşünürken, kedinizin bir etobur olduğu gerçeğini göz önünde bulundurun. Bununla birlikte, kedinize asla çiğ et (balık, ciğer vb. sakatatlar da dahil olmak üzere) vermeyin. Ayrıca, hayvansal gıdalar bile olsa, tuzlu, şekerli, baharatlı yiyeceklerin kediniz için zararlı olduğunu unutmayın. Aşağıdakiler ise çok düşük miktarlarda bile kediniz için zehirli olan gıdalardır. 



                                * Alkollü içkiler  

* Çikolata  
* Kahve  
* Soğan ya da soğan tozu  
* Küflenmiş, ekşimiş ya da bozulmuş 
                                        yiyecekler

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Annesiz Yavru Kedi Bakımı

Bir yavru kedinin annesinden ayrılması için ideal dönem 8 haftalık olduğu zamandır. Anne sütü yavru kedinin gelişimi için hayati önem taşıyan besinlerin yanı sıra, onu ilk haftalarda bulaşıcı hastalıklardan koruyacak olan antikorları da barındırır. Bu nedenle yavruları anneden erken ayırmak, onların pek çok sağlık sorununa karşı savunmasız kalmalarına yol açar. Fakat kimi zaman anne kedi öldüğü, hastalandığı, yavrularını reddettiği ya da bir nedenle onlardan ayrıldığı için yavruların bakımını üstlenmeniz gerekebilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda neler yapmalısınız? 
Eğer yavru kedi 4 haftalıktan büyükse bakımı nispeten daha kolaydır. Daha küçük yavrular için mutlaka öncelikle bir süt anne bulmaya çalışmalısınız. Yaşadığınız yerdeki veteriner kliniklerine, barınaklara, tanıdığınız kedi seven insanlara haber bırakın. Pek çok anne kedi, kendisinin olmayan yavruları da kabul edecektir. 
Eğer bir süt anne bulamıyorsanız, anne kedinin yerini siz dolduracaksınız demektir. Her ne kadar gerçek bir annenin yerini tutmak imkansız olsa da, iyi bir bakımla yavruya hayatta kalma şansını vermek sizin elinizdedir.
ISINMA
Annesiz bir yavru kediyi bulduğunuz anda yapmanız gereken ilk şey, onu üşümekten kurtarmaktır. Yavru kediler yaklaşık 5 haftalık oluncaya dek kendi vücut ısılarını korumaktan acizdirler. Bu nedenle onu hemen giysilerinizin içine, sizin vücut ısınızı alabileceği bir şekilde koyun ve imkanınız varsa en yakın veteriner kliniğine götürün. Anneden ayrı kaldığı zaman boyunca meydana gelen olumsuzlukları ancak bir veteriner hekim anlayabileceği ve doğru şekilde müdahale edebileceği için, kedi bakımında ne kadar deneyimli olursanız olun bu adımı atlamayın.
Eve döndüğünüzde yavru için evin sakin, hava akımı olmayan bir köşesinde bir yer hazırlayın. Orta büyüklükte bir karton kutunun içine birkaç kat temiz kumaş serin. Naylon, muşamba gibi malzemeler kullanmaktan kaçının. Evinizde varsa bir sıcak su torbası, yoksa bir su şişesinin içine kaynar olmayan sıcak su doldurarak ve şişeyi havluya sararak kutunun içine koyun. Yavruyu havluya sardığınız bu şişenin yanına yerleştirin. Şişenin ağzının kesinlikle su sızdırmamasına ve yavrunun sıcak şişeye doğrudan temas etmemesine özen gösterin. Şişedeki suyu sık sık kontrol edin ve soğudukça yeniden sıcak suyla doldurun. Kutunun altına ya da içine asla elektrikli battaniye gibi ısıtıcılar koymayın.
BESLENME  
Yavru henüz kendi kendine yiyemeyecek kadar küçükse, beslenmesi için biberon (petshoplarda ve veteriner kliniklerinde satılan yavru kedi biberonları ya da eczaneden alabileceğiniz en küçük boy biberon) ve veterinerinizden ya da petshoptan alacağınız anne sütünün yerine geçen bir ürün kullanın. Eğer yaşadığınız yerde bunları bulamıyorsanız eczanelerde satılan, yeni doğan bebekler için üretilmiş TAURİNLİ ve LAKTOZU AZALTILMIŞ bir mamayı en küçük boy bebek biberonuyla verebilirsiniz.
Mamayı küçük miktarlar halinde bir seferlik hazırlayın ve artan kısmını yeniden kullanmayın, atın. Mama ne sıcak ne de soğuk olmalı, oda sıcaklığında olmalıdır. Yavru her 3-4 saatte bir beslenmelidir. Eğer insanlar için yapılmış bir biberon kullanıyorsanız, biberonun memesinin üst kısmına küçük bir delik açın; böylelikle hazırladığınız mama rahatça biberonun ağzından geçecektir.
Yavruyu beslemek için kucağınıza bir havlu serin ve yavruyu bu havlunun üzerine karınüstü duracak şekilde koyun. Sırtüstü ya da yan yatırmayın; ensesinden tutarak havaya ya da arka ayakları üzerinde kaldırmayın çünkü bu pozisyonlardayken mamanın nefes borusuna, akciğerlerine kaçması ve yavrunun boğulması tehlikesi vardır. Biberonu ağzına yaklaştırdığınızda kokuyu alıp kendiliğinden memeye yapışmıyorsa parmağınızı hafifçe ön dişleri arasına sokarak, kesinlikle zorlamadan ağzını açın ve biberonun ucunu ağzına yerleştirin. Bunu yaptığınızda emmeye başlamalıdır. Eğer yavru emmiyorsa zorla içirmeye çalışmayın, derhal veterinerinize başvurun. Biberonu yere 45 derece açı yapacak şekilde tutun; bu sayede yavru emerken hava kabarcıkları oluşmaz ve hava yutmaz. İstediği kadar emmesine izin verin, bıraktığında daha fazla emmesi için onu zorlamayın. Karnı doyduğunda göbeği hafifçe şişkin yuvarlak bir şekil alacak ve emmeyi bırakacaktır. Yavruyu omzunuza yaslanacak şekilde tutarak çok hafif bir şekilde sırtına parmağınızla vurarak gazını çıkarmasını sağlayın.
TUVALET
Anne kedi yavrularını emzirdikten sonra onların karnını ve genital bölgelerini yalayarak tuvaletlerini yaptırır. Siz de her beslenmeden sonra aynı işlemi yapmalısınız. Bu işlem için yavruyu bir kağıt havlu üzerine sırtüstü kucağınıza yatırın. Ilık suyla hafifçe ıslatılmış bir pamukla karnından aşağıya doğru bastırmadan, yumuşak hareketlerle masaj yapın. Yavru tuvaletini yaptığında yine hafifçe ıslatılmış bir pamukla temizleyin ve güzelce kurulayın. Eğer yavruda ishal ya da kabızlık oluştuysa hiç vakit kaybetmeden veterinerinize başvurun.
PİRELER
Annesiz bir yavru kediyi en kısa zamanda bir veterinere götürmenin bir başka önemi de, yavruyu bir an önce pirelerden arındırmak gerekliliğidir. Pireler bir yavru kedi için son derece tehlikeli olan kansızlığa yol açmalarının yanı sıra, yine hayati tehlike anlamına gelen iç parazitleri de taşırlar. Veteriner hekiminize danışmadan yavruya HİÇBİR dış parazit ilacı uygulamayın. Yanlış ürünü kullanmanız, ya da doğru ürünü yanlış doz veya şekilde kullanmanız yavrunun zehirlenmesine yol açabilir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Köpeğinize Mama Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

 Yavru veya ergin köpeğiniz için mama alırken daima etiketlere dikkat etmeniz gerekir. Etikette : mamanın içeriği,son kullanım tarihi, beslenme değeri analizi, besleyici ve diğer katkı maddeleri hakkında ki temel bilgileri ve ürün hakkında bir çok bilgiyi bulmanız gerekir. Mamaların köpeğinizin ihtiyacına yanıt verecek pozisyonda olması gerekir. Örneğin yavru köpekleriçin mi? Erişkin köpekleriçin mi? Hamileler için mi? V.b. Eğer mama hakkında bilmek istedikleriniz mama üzerinde yoksa o taktirde ya mamayı almayınız yada üretiçi firmadan bilgi edininiz.Üzerinde köpek maması deyiminden başka birşey yazmayan basit ambalaj ile sarılmış ürünler bir takım deri ve tüy sorunları veya sindirim ve ürolojik bozukluklara neden olabileceklerinden bu tip ürünleri almayınız.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Kediler





 Köpekler gibi kedilerin de yediklerinden iyi yararlanmaları, sağlıklı ve çevik kalabilmeleri için zaman zaman gezmeleri, koşup oynamaları lazımdır.
Eğer kedinizi sürekli olarak içeride tutuyor ve onu dışarı salmıyorsanız, kedinizi yalnız bir odada bırakmayarak, bütün evin içinde koşmasına izin vermeli, ona küçük bir top veya makara hediye ederek, oynayıp neşelenmesine yardım etmelisiniz.


Kısa ve uzun tüylü kediler, kısa zaman aralıklarıyla taranıp fırçalanmak isterler. Uzunca zaman taranmayan kedilerde tüyler çok dökülür, keçeleşir ve kirli, çirkin bir durum alır. Keçeleşmiş tüyleri bir makasla ve dikkatle almak, ondan sonra da hayvanı tarayıp fırçalamak lazımdır.


Tepeden tırnağa kadar çamura bulandığı zamanlar dışında kedinin, köpekler gibi yıkanması şart değildir. Hayvanın tüylerini kirlendiği zaman talk pudrası sürüp fırçalamak postu temizler, tüylere canlılık ve parlaklık kazandırır.
Kediler genellikle 10 yıl yaşarlar. Fakat iyi bakım altında tutulan mutlu kediler arasında 15, hatta 20 yılı aşkın yaşayarak emektar bir hatıra halini alanlara da rastlanır.

 TUVALET EĞİTİMİ: 

  Kediler, son derece temiz hayvanlardır. Bu temizlik ruhu onlarda  doğuştan var olduğu için tuvalet eğitimi vermek sandığınızdan da kolaydır.

Kediler, içgüdüsel olarak yaptıklarını örtmek, kapamaktadırlar. Son derece temiz hayvanlardır. Bu temizlik onlarda doğuştan var olduğu için tuvalet eğitimi vermek sandığınızdan da kolaydır. Zaten çoğunlukla anne kedi bu görevi üstlenir. Ancak bazen kediler, tuvalet kapları yerine ortalığa yapmayı tercih ederler. Bu, onların size bir şey anlatmaya çalıştıklarının açık bir işaretidir. Bu gibi durumlarda kediyi cezalandırmak yerine niçin bu hareketi yapmış olabileceğini tahmin edin:
- Tuvalet kabı, evin fazla işlek olmayan sessiz bir köşesinde olmalı ki kediniz rahatça işini görebilsin,
- Tuvalet kabı, yiyecek kabının yanında olmamalı,
- Tuvalet kabı, kenarları fazla yüksek olmayan (kedinin girişini çıkışını zorlamayan) ama yaptıklarını gömecek derinlikte plastik bir kap olmalıdır. Sizin için plastiğin temizlenmesi de kolay olur.
- Tuvalet kumu temiz ve kuru olmalı.

FIRÇALAMA:

Kedi temizliği, gerek banyo gerek fırçalama olsun, sonuç olarak her kediyi mutlu eder. Özellikle fırçalama, kedilerin rahatlatan bir zaman dilimi geçirmelerini sağlar. Bir kediyi mutlu etmenin en kısa yolu onunla ilgilenmekten geçer. Kedi temizliği de onunla ilgilendiğinizi hissettirecektir. Kedi ne kadar özenli bakılıyorsa, kendisini o kadar iyi hissediyor demektir. Kabulettiği her hareketiniz, en iyi teşekkür dilekleriyle size geri dönecektir. Bırakın şımarsın. Ona harcayacağınız her an, kendi ruhsal sağlığınız için de kazanılmış demektir.

TIRNAK BAKIMI:
 
Bütün kedigiller familyasında olduğu gibi kedilerde içeriye çekebildikleri tırnaklara sahiptirler. Bunlar son derce sivri korkunç silahlardır. Dinlenme sırasında tırnaklar içeriye çekilir ve iyice korunur. Bu nedenle yürüme sırasında yere temas etmezler ve aşınmazlar. Kedilerin tırnağıda insanlarınki gibi sürekli uzar. Kedi bunları iyi tutmak zorundadır. Bunların çok uzun olmasını engellemek için aşındırmak gerekir. Eğer tırnaklar çok uzarsa ve yuvalarından çıkarsa kedinin yürümesine engel olur.
Tırnak kesme olayına kediniz yavruyken alışmasını sağlayın. Yavru kedilerin tırnakları iğne gibi sivri ve keskindir .Onların uçlarını kesmek ilerideki kesimler için iyi bir egzersiz olur. Genelde kediler tırnak kesim olayından rahatsız olur ve korkarlar. Yavruyken yapılan bu egzersizler birazda olsa onun alışmasına neden olacaktır.
Tırnak orta kısımda damar ve sinirler içeren canlı doku ve onun ilerisinde ölü tırnak dokusundan oluşmaktadır. Tırnak kesilirken ölü dokunun kesilmesi gerekir eğer canlı dokuyu da keserseniz kanamaya neden olursunuz. Beyaz tırnaklı kedilerde canlı doku ve ölü doku sınırı kolayca ayırt edilir, fakat siyah tırnaklı kedilerde dikkatli davranmak gerekir. Bunun için kedinin ayağına sıkıca bastırınız ve tırnakların dışarıya çıkmasını sağlayınız sonra kuvetli bir tırnak makası ile canlı tırnağı kesmemeye gayret ederek geride 2-3 milim kalacak şekilde tırnağı kesiniz.
Tırnak kesimi için özel olarak tasarlanmış tırnak makaslarından yararlanılır. İnsanlar için üretilen tırnak makasları bu iş için uygun değildir.
 
İlk kez tırnak kesim işinin nasıl yapıldığını Veteriner Hekiminizden öğrenebilirsiniz. Hiç bir zaman kanamaya neden olabilecek şekilde tırnak kesmeyiniz .Eğer tırnak kanıyorsa o zaman pıhtılaşmayı sağlayan bir preparat kullanmalısınız ,elinizde gümüş nitrat içeren ürün varsa kanamayı durdurmak için kullanabilirsiniz .Eğer kanama durmuyorsa tüm patiyi bandaja alabilirsiniz.
Bunda da sonuç alınamıyorsa veteriner hekiminize danışınız.
Eğer tırnak kesimi işlemi için kendinize güvenmiyorsanız o zaman bu işi bir uzmana bırakınız. 

BESLENME:
 
Kedinin Beslenmesi Kediler ne yemeli?Kedi hemen hemen tam anlamıyla kanivordur. Vahşi hayatta tabiatının gereği kemirgenleri,kuşları ve böcekler gibi canlı avları yiyerek beslenir. Bizim ona sağladığımız hayat içinde yiyeceklerini bizim bilgimiz ve ona sağladığımız olanaklar ölçüsünde alır. Kedinin menüsünü ,bazı besinlerin eksikliği veya yokluğundan ileri gelen hastalıklardan korunması için değişik vermek gerekir. Kedi yavrusunu genç yaşlardan itibaren her şeyi yemeye alıştırmak lazımdır. Bunu henüz zevkleri tam yerleşmeden yapmak gerekir.Kedilerde sütten kesilmeden önce yerleşen gıda alışkanlığı çok inatcıdır. Beslenme eğitiminde pratik yol yavruları sütten kesme sırasında dengeli ekonomik yeterince çeşitli gıdaya alıştırmaktır.Bugün kuru mama veya konserve şeklinde hazırlanmış kedi mamaları yemektedirler. Diğer hayvanlar gibi kedilerinde dengeli beslenmeleri gereklidir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Hamster Türleri

Roborovski Hamster
Roborovski hamsterın kökeni Doğu ve Batı Moğolistan ile Kuzey Çin’ dir.bu hamster türü 1960 larda Londra Hayvanat Bahçesi tarafından İngiltere’ye getirilmiştir. Roborovski hamsterlar daha sonraları Amerika’ya götürülmüş ve şu an pek çok ülkede evcil hayvan olarak beslenmektedir Roborovski hamsterlar evcil olarak beslenen hamster türlerinin en küçüğü olarak bilinmektedir. Büyüklüğü 4-5 cm kadardır.
Sırtta kum sarısı (kum rengi) beyaz karın bölgesi ve belirgin beyaz kaşları ayırt edici özellikleridir.doğal renkleri bu şekilde olmasına karşın farklı diğer renkleride mevcuttur. Roborovski hamsterlar aşırı derecede aktif ve hızlıdır ,elde tutulması çok zor olduğundan diğerhamster türleri kadar yaygın olarak beslenmezler. Bu durum onları , hamsterını elde tutmaksevmek oynamak isteyen cocuklar için çekici bir pet hayvanı olmaktan çıkarır ancak onlarısadece izlemeyi gözlemlemeyi tercih edenler için çok zevkli bir türdür özellikle onlarageniş ilgiçekici bir yaşama ortamı sağlandığı zaman. Roborovski hamsterlar diğer türlere göre çok yumuşak tabiatlı hayvanlardır neredeyse hiç ısırmazlar.
Çocuklar için uygun olmayan bir pet olması nedeniyle roborovski hamsterlarpetshoplarda çoknadir bulunurlar ancak çeşitli ülkelerde özel üreticilerden temin edilebilirler. Roborovski hamsterların ortalama yaşamları 3 – 3,5 yıl kadardır. Daha uzun yaşayanları da görülmüştür.


Campbell Hamster 

( Cüce Rus Hamsteri)

Asıl adı Dwarf Campbell Russian hamster dır.
1905 te Thomas campbell tarafından keşfedilmiştir.1963 ten itibaren ingilizler tarafından üretilmeye başlanmıştır.20-25 yıldır pet shop larda satılmaktadır.(gonzales lerle karıştırılan hamster türüdür)
Boyları en fazla 14 cm e kadar uzar.yaşam süreleri en fazla 2 yıldır.
Kendi türünde hamster larla birlikte yaşayabilirler. Tüm hamster türleri gibi cüce hamster larında görme duyuları çok zayıftır…. Campbell Cüce Hamsterları isimlerini, bu hamsterları keşfeden W.C. Campbell’den alır. Gonzaleslerle aynı özelliği gösterir, dwarf hamster(cüce faremsi) olarak nitelendirilir. 7-8 cm boyları vardır. Genelde kırmızı gözlü ve beyaz tüy ağırlıklı olurlar. Bazılar sadece beyaz bazıları ise boyun ve sırt bölgesinde sarımsı tüylerle kaplıdır. Genel olarak gonzales hamster özelliği gösterir.

 SURİYE HAMSTERİ

Altın hamster (Mesocricetus auratus), Suriye hamsteri olarak da bilinir, Cricetidae familyasından bir kemirici türü.
Hamsterin hikayesi 1930 yılında, Hebrew Üniversitesi Zooloji Dalı öğretim üyelerinden Prof. Jerusalem’in bir dişi hamster ve 12 yavrusunu Suriye yakınlarında bir kasabada bulmasıyla başlamıştır. Aynı üniversitede görevli Dr. Ben Menahem bu yavrulardan 2 dişi ve bir erkeği alarak üretmiştir. Böylece insan eli altında üretilen ilk hamster yavruları elde edilmiş oldu. Dr. Menahem’in sahip olduğu bu hamster ailesi, bu gün tüm dünyadaki evcil hamsterlarin atası olarak kabul edilmektedir. Bu genç yavrular 1931 yılında bilimsel ve tıbbi araştırmalarda kullanılmak üzere Amerika ve İngiltere’ye gönderildi.
Orijinal hamster, yani değişik renk ve tüy varyeteleri elde etmek amacıyla üretilmeye başlanmadan önceki hamster, kısa, yumuşak tüylü ve sarımsı kahve rengiydi. Sırtında ve yanaklarında siyahımsı lekeler vardı ve karın bölgesi gri-beyaz renkteydi. Şu anda pet hayvanı olarak evlerde beslenen, değişik renk ve tüy uzunluğu olan hamsterlar sonradan yapılan selektif üretim çalışmalarıyla elde edilmiştir.
Yaşam alanı
Avrupa’da ve Asya’nın batısındaki alanlarında ya dabozkırlarda, toprağın altında kazdıkları karmaşık yuvalarda yaşarlar. Yuvada tabanı otlarla kaplı odalar ve kışlık yiyeceklerin saklandığı depolar vardır. Genellikle meyve, sebze ve tahılla beslendikleri için bazen tarım alanlarına zarar verebilirler. Öte yandan baykuş, atmaca, kakım ve gelincik gibi hayvanlara yem oldukları gibi insanlar tarafından da avlanırlar.
Özellikleri
Hamsterın derisi vücuduna tam yapışmış değildir, esnek ve gevşek bir yapısı vardır. Adeta derisi vücuduna bol gelen bir elbise gibidir. Gözleri parlak ve tam yuvarlaktır, ayakları tutmaya ve kavramaya uygundur bu yüzden hamsterlar iyi birer tırmanıcıdırlar. Ön ayaklarında 4 arka ayaklarında 5 parmak vardır. Kuyruk 1 cm den kısa ve küttür. Uzun tüylü varyetelerde kuyruk tamamen tüylerin altında gizlenmiştir. Boyları 10 15 cm ağırlıkları 150 gr civarındadır
Yaşam Şekli
Yaklaşık 2 yıl yaşarlar. Renk körü oldukları gibi görme duyuları fazla gelişmemiştir; buna karşılık duyma, koku alma duyuları süperdir. Bu nedenle çok yüksek seslerden hoşlanmazlar. Hamsterleri diğer kemirgenlerden ayıran en ilginç özellikleri yanaklarındaki keseleridir. Hamsterler yiyeceklerini bu keselerde toplar ve yuvasına taşıyarak yuvasında depolar. Bu keseler yanaktan başlar ve omuz üstünde biter. Bir hamster kesesinde kendi vücut hacminin yarısı kadar yiyeceği taşıyabilir. Kimi zaman bu keselerde korumak amacıyla yavrularını bile taşırlar. Hamsterların bir diğer ilginç özelliği de kendi dışkılarını yemeleridir. Bunun nedeni sindirim sistemlerinin ilk seferde yiyecekteki besin maddelerini tam olarak ayrıştırıp onlardan tam yararlanamamasıdır.

Gonzales Hamster

 Hamster ların en küçük ve en sevimli türüdür(bende bir gonzales besliyorum)çok küçüktürler ve büyümezler.
Ömürleri en fazla  2 yıldır.Yaşamları  için en önemli şeylerden biri fır fırlarıdır egzersizlerini yapması için çok gereklidir.
Renkleri genelde beyazdır erkek gonzalesler bi kısmı açık kahve beyaz karışımı renklere sahiptir.
Çok bakımlıdırlar ve asla kötü kokmazlar yuvalarını temiz tutarlar bazı zamanlar yahu bu neden hiç pislemiyor diye düşünürsünüz.
cam kafes yerine büyük 60 cm uzunluğunda yada 50-55 tel kafesler onlar çin daha iyi olur.
pek fazla su içmezler ona verdiğiniz besinlerden su ihtiyacını karşılar.Tüm hamsterlarda olduğu gibi gonzaleslerinde dişleri ömürleri boyunca uzar bu yüzden ona sert besinler vermenizi öneririm bu dişlerini törpülemesini sağlar ve uygun uzunlukta tutarlar.yuvasının İçine ikiye ayrılmış bir ceviz kabuğu onun için çok iyi bir törpüdür.
yuvalarında çok fazla ıvır zıvır olsun isterler ve bolca talaş olması talaşın 5de 1 kadarda saman koyarsanız yatağını istediği gibi dizayn eder ve zaman geçirmesini sağlar(samanı evinize en yakın marketten bulabilirsiniz:önce içeri girip iki ekmek alın fazladan bir poşet isteyin yumurtaların olduğu reyonda duran adamdan biraz saman rica edin verecektir.)
kendi cinslerinde hamsterlarla birlikte yaşayabilirler...


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Dünyanın En Büyük Tavşanı


7.7 kilogram ağır, dört ayakta durduğunda 0.43 metre, arka ayaklarına kaldırıldığında ise 0.92 metre yüksek olan Herman’ın, dünyanın en büyük tavşanı olduğu tahmin ediliyor.Herman’ı farklı beslemediğini ve diğer tavşanlar gibi aynı karışından yediğini belirten Hans Wagner dev tavşanın en çok sevdiği maruli yemeye doyamadığını söyledi. Bazı kaynaklar Herman’ın 10 kilogram ağır olduğunu yazıyor.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Tavşanlarda Tırnak Bakımı Ve Kafes Uyumu


TAVŞANLARDA TIRNAK BAKIMI


Tavşanlarda tırnak bakımı periyodik yapılması gereken işlerden birisidir.Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazınma hareketi yaptığından tırnakları aşınmaktadır.Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor.Bu yüzden zamanla tavşanımızın tırnakları uzamaktadır.Bu yüzden belirli sıklıklarla tavşanımızın tırnağını kesmemiz gerekmektedir.Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzama göstericek, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır.Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar vercektir.

Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır.Bunlar canlı ve ölü kısımların olduğu bölümlerdir.tırnak kesimi yapacağımız zaman canlı dokunun 0.5-1 cm önünden makasla kesilmesi uygundur.Burada gabiotan tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur.


KAFES UYUMU

 
Tavşanlar için kafesleri çok önem taşımaktadır.Bunun nedeni ise kafeslerinde kendilerini güvende hissetmeleridir.Sığındıklarını ve saklandıkları güvenli bir yer olduğunu kabullenmeleri gerekmektedir.Tavşanların kafeslerini sevebilmeleri için buna ihtiyaçları vardır.Bu sebeblerden ötürü onu kafesinden çıkarırken veya içeri sokarken zorlamamalıyız.Bu hareket onun kafesine olan güvenini zedeleyecektir.Tavşanımızı iyi bir şekilde eğittiğimizde onu istediğimiz zaman kafesinin içerisine girmesini sağlayabiliriz.Bu eğitimlerde sevgi ve sabır çok önemlidir.Birde tavşanımızın yaşı eğitimde önem taşımaktadır.Tavşanımızın eğitimi tam olarak alıgılayabilmesi için en az 3 aylık bir yaşta olmalıdır.Bu yaştan önce verilen eğitimler tam istenildiği bir düzeye gelememektedir.Bu yüzden hem kafesine alışması hemde eğitime hazılanması açısından 3 aylık oluncaya kadar o istemediği sürece kafesinden çıkarılmaması gerekmektedir.Kafesin kapağı açık olduğunda zaten o istediği zamanlarada dışarı çıkacaktır.Ama kafesin kapağının açık olmasına dikkat etmeliyiz,çünkü dışarda korktuğunda hemen saklanacak yer arayacak ve büyük bir ihtimalle kafesine koşacaktır.

Tavşan besleyenlerinde fark ettiği bir durum,tavşanların ışığı az olan yerleri sevmesidir.Evde de genellikle karanlık yerleri çok severler.Bu yüzden kafeslerindede kapalı bir ortamın olması onları mutlu edecektir.tavşanımızın kafesine böyle kapalı bir tavşan evi koyabilirsiniz.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Post Icon

Tuvalet Eğitimi

 
Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye bir çok kişi düşünebilir.Evet böyle bir eğitim verebilmek mümkün.Öncelikle burada tavşanımızın yaşıda önem kazanıyor.Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar.Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor.Bu yaştan önce tabii alıştımalara devam etmeliyiz.Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz.
Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var.Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler.Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız.Bize alışması için zaman tanımalıyız.Özellikle başlangıçta bize gelmekten,kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler.Bu yüzden o bize gelmeden,kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız.Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır.Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.


Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma eğilimindedirler.Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız.Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun.ayrıca bir kısım talaşıda idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun.Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız.Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça,kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin.Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1-2 saat,kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın,bırakın o istediği zaman dışarı çıksın.
tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın.Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir.Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise,bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin.yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın.


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS